17 Mayıs 2017 Çarşamba

STRASBOURG, FRANSA



  Merhaba! Bir önceki yazımda anlattığım, okulla birlikte Europa Park'a gittiğimiz o "eğlenceli gün"ün devam eden kısmında, otelimize dönmeden önce Strasbourg şehir merkezinde 2 saat serbest zamanımız vardı. Ve ben de bu yazımda sizlere bu 2 saatte tanıyabildiğim kadarıyla Strasbourg'u ve orada neler yaptığımızı anlatacağım.



  
   Strasbourg, Fransa'nın kuzeydoğusunda, Almanya sınırına arabayla yaklaşık 40 dakikalık bir mesafede bulunan çok medeni, çok modern ama aynı zamanda içindeki o muazzam tarihi
bozulmadan koruyabilen bir şehir. Zaten bunu şehri gezerken, hemen bitişik sokaklarda bulunan 300 yıllık bir katedralle bir alışveriş merkezine bakarak anlamak mümkün.
   Nüfusu yaklaşık 465.000 olan Strasbourg, tatlı hareketliliğyle insanı fazla yormayan bir şehir. Özellikle benim gibi İstanbul gibi büyük bir metropolde yaşıyorsanız böyle güzel ve sakin kentleri gezerken içinizi ayrı bir huzur ve heyecan kaplıyor.
                                     


   Bence, Fransa ya da Almanya'ya yolunuz düşerse kesinlikle görmeniz gereken harika bir şehir Strasbourg. Gerek sokaklarda özgürce bisikletre binerken yaşadığınız ferahlık gerekse o bölgede yaşayan 200.000 Türk'ten biriyle karşılaştığınızda duyduğunuz yakınlık hissiyatı bu düşüncemi destekleyen başlıca unsurlardan bence.

EUROPA PARK, ALMANYA



   Selsm! Bugün sizlere, son zamanlarda geçirdiğim en eğlenceli günlerden birinde gittiğim Europa Park'ı anlatacağım. Europa Park, Almanya'nın batısında, Rust şehrinde bulunan muhteşem bir eğlence parkı. Dünyaca ünlü Disneyland'den büyük olmasa da daha büyük yaşlara hitap ettiğinden sanırım benim yaşımdaki biri burada daha fazla eğlenir.




   Park, gideceğimiz yerleri daha kolay bulabilmek ve olaya ayrı bir eğlence katmak için kendi içinde bölümlere ayrılmış. Bölümler derken aynı zamanda ülkeler diyorum çünkü yaklaşık 20 bölümün hepsi ayrı bir Avrupa ülkesini temsil ediyor ve her ülkenin tabii ki ayrı bir teması var. Örneğin; Almanya bölümünde Mercedes'in sponsor olduğu, hızlı kavramını çoktan aşmış "Silver Star" adlı rollercoaster'a binebilir, Yunanistan'da "Poseidon" adlı su temalı başka bir rollercoaster'da ıslanabilir, Rusya'da kendinizi bir uzay roketinin tepesinde bulabilir veya dört ülkeden oluşan İskandinavya bölümünde tamamen tahtadan yapılmış bir hız trenine veya aynı bir viking gemisi şeklindeki bir gondolda tepe taklak dönebilirsiniz.

27 Nisan 2017 Perşembe

ADALAND, KUŞADASI




   Merhaba! Sanırım şimdiye kadar yazdığım yazıların içerisinde en eğlenceli olanını yazmak üzereyim. Bugün, yazlığımız orada bulunduğundan her yaz gittiğim Kuşadası'ndaki bir su parkı olan Adaland'i anlatacağım.


   Üç ayrı bölümden oluşan Adaland'de yunuslarla yüzebilir, içinde çeşit çeşit su canlıları bulunan akvaryumu gezebilir ya da Aquapark adlı bölümde bütün gününüzü kaydıraklardan kayarak geçirebilirsiniz. Evet, kaydıraklar! Ancak bunlar resimden de anlayabileceğiniz gibi çocuk oyun parklarında bulunan kaydıraklara pek benzemiyorlar. Kendinizi tamamen suyun hızına ve akışına bırakıp saatte 50-60 km hızla aşağı indiğiniz su kaydırakları.



   5-6 kişilik aile botlarıyla, 406 m'lik, Avrupa'nın en uzun kaydırağıylabütün Kuşadası'nın üstünde bir gezintiye çıkmak, neredeyse 90 derecelik bir açıyla aşağıya ve sonra aynı bir "roller coaster" gibi 360 derecelik tepe taklak bir dönüşle buz gibi havuza inmek, halılara binerek yokuş aşağı yarışmak ya da kendinizi bir uçurumdan bırakıp bir ileri bir geri kaymak... Şanslıyım ki, yazlığımıza arabayla 30 dakikalık bir mesafede olduğundan, yılda sadece bir ay kadar gördüğüm kuzenlerimle ya da arkadaşlarımla hemen hemen her yaz gidebildiğim muhteşem bir yer Adaland. Ve imkanı olan herkesin en az bir kere bu deneyimi yaşaması gerektiğini düşünüyorum.










ANTALYA




   Selam! Bugünkü çalışmamda sizlere, hayatımın en eğlenceli yazlarından biri olan 2012 yazında gittiğim Antalya'yı anlatacağım. Aradan 5 sene geçmesine rağmen her detayı en ufak ayrıntısına kadar hatırlamam belki de çok eğlendiğimden kaynaklanıyordur. Her ne kadar İstanbul-Antalya gibi fazla da kısa olmayan mesafelerde uçak yolculuğunu tercih etsem de ailecek geze geze arabayla gittik Antalya'ya. Sabaha karşı yola çıktığımızdan ve şansımıza yol hiç kalabalık olmadığından öğlen saatlerinde varabilmiştik Antalya'ya.




   Antalya'ya 4 aile olarak gitmiştik ve oradaki bir haftamı arkadaşlarımla yaşamak, sanırım yaşadığım keyif ve eğlencenin doruk noktasına ulaşmasını sağlamıştı. Antalya'yı gezmek yerine bütün bir haftayı Limak Arcadia adında bir tatil köyünde geçirmiştik ve var olduğunu bile bilmediğim sporlar ve sınırsız eğlenceli aktivite denemiştim. Mesela Bocca adında, topları uzağa fırlatıp diğer topları vurmaya çalıştığımız bir sporun varlığını öğrenmiştim ve çok da sevmiştim. Ya da hayatımda ilk defa okçuluk veya atıcılık denemiştim. Plaj voleybolu, masa tenisi, su topu gibi sporlar da cabası.




   





LOS ANGELES, CALIFORNIA




   Merhaba! Bugün sizlere, 2011'de, Amerika'ya ikinci seyahatim sırasında gezdiğim Los Angeles'ı anlatacağım. Los Angeles(Los Encılıs), Kaliforniya eyaleti içinde bulunan ve ismi İspanyolca'da "melekler" anlamına gelen bir şehirdir. Zaten isminin anlamından da anlaşıldığı üzere, benim için, gerçekten de melekler şehridir Los Angeles.



   Yapı olarak biraz İstanbul' a benzese de, yaşam kalitesi ve düzen olarak, maalesef bizim henüz erişemediğimiz bir düzeyde. Hollywood, Beverly Hills, Santa Monica Beach gibi ünü ülke sınırlarını aşmış yerleri gezerken içinizi garip bir heyecan kaplıyor. Ayrıca bütün dünyanın sevgilisi Disneyland adlı eğlence parkı veya size bir aktör ya da bir aktrisin bir film çekimi sırasında neler yaşadığını hissettirip size bir filmin içindeymişsiniz gibi bir his veren Universal Studios'ta bence mutlaka gezilmesi gereken yerler listesinde yer alabilir. Eğer günün birinde ABD'ye gitme fırsatı yakalarsanız Los Angeles başta olmak üzere Kaliforniya'ya uğramadan eve dönmeyin derim.








ESKİŞEHİR




   Selam! Eğer siz de benim gibi gezmeyi, yeni yerler keşfetmeyi çok seviyorsanız eminim ki seyahatlerinizden bazıları sizi çok etkilemiş  ya da gezdiğiniz yeri çok beğenmişsinizdir. İşte ben de bu yazımda size, daha geçen hafta gezdiğim ve çok memnun kaldığım Eskişehir anlatacağım.



  Öncelikle, İstanbul gibi son derece yorucu bir metropolde yaşayan bir insan olarak, şehir dışına çıkıp bir tatil yapınca ayrı bir rahatlıyor insan. Benim için de, eğer gezdiğim bu yerden zevk alıyorsam keyfimden geçilmez oluyor. İşte Eskişehir'de bütün o düzeni ve İstanbul'a nazaran sakinliğiyle gezince keyif aldığım bir yerdi.




   Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Yılmaz Büyükerşen gerçekten de muazzam bir yer haline getirmiş şehri. Sanki Anadolu'nun ortasında küçük bir Avrupa şehri gibi... Şehirde insanların hoşça vakit geçirebilmesi için her yerde parklar ve yeşil alan, benim gibi şehri gezmeye ve tanımaya gelenlere bir sürü ilgi alanı müze ve atraksiyon ve hatta denizi olmayan bir şehirde plaj bile görmek mümkün. Şahsen ben, Eskişehir'in çok gelişmiş ve uygar ama aynı zamanda içinde ulu tarihimizi bozulmadan barındırabilen muhteşem bir şehir olduğunu ve mutlaka herkesin görmesi gerektiğini düşünüyorum.



26 Nisan 2017 Çarşamba

BUZ PATENİ




   Merhaba! Bugünkü blog çalışmamda sizlere buz pateni yapmaya nasıl başladığımı, nerelerde, nasıl yaptığımı anlatacağım. Okulla birlikte Fransa'ya gideceğimiz ve orada da sınıfça buz pateni yapacağımız  için önceden biraz antrenmanlı olalım diye sınıftan birkaç arkadaşla gittim ilk kez buz pateni yapmaya. İstanbul'un Avrupa Yakası'nda bulunan Metro City adlı alışveriş merkezindeki ICESPORTO adlı bir piste gittik ve hepimiz çok memnun kaldık.







   İlk başlarda çok doğal olarak dengeyi zor sağlasak da artık sıklıkla buz pateni yapmam ve edindiğim birkaç tecrübeden dolayı şunu söyleyebilirim ki cesur olup kendimizi tamamen buza ve kaymaya bırakmalıyız. Ancak, bunu tek başıma anlayıp düzgünce kayabilene kadar biraz zaman geçse ve birkaç kere düşsem de kendine güvenenlerin kesinlikle denemesi gereken bir spor olduğunu düşünüyorum. Çünkü sadece alışık olayım diye düşünüp denediğim bu spor, bugün en çok zevk aldığım hobilerimden bir tanesi haline geldi.